Maverick

Nasıl başlarsan öyle biter Rıfkı.
Rıfkı ile kuleli civarında tanıştık, birbirimizle konuşmaya iten ikimizin de yürürken ayaklarını sürtmesiydi. Beylerbeyine kadar yürüdük, ikimizin de durumu vardı, ben light bir sigara içiyordum, o da orta karadeniz şehirlerinden birinin adının yazdığı bir paketi sömürmekteydi. Ben ne yapsam tekrar ediyordu. Boynumu kütürdetiyorum, o da kutur kutur seslerle eşlik ediyordu.
-Kireçlenir kemiklerin Rıfkı yapma.
-Ne zaman?
-Yaşlanınca.
-Ne kadar yaşlanınca?
-Bilmiyorum.

Asfalt ıslaktı, Rıfkı durmadan ağlıyordu. Simit atalım dedik martılara. Martılar balık peşindeydi, balıklar neyin peşinde olduklarının farkında değillerdi. Oltaya geliyorlardı. Simitleri çayın içinde ıslattık. Rıfkı bana baktı, gözlükleri buğulanmıştı.
-Memnun oldum.
-Nasıl oldun?
-Kıvanç doldum yani.
-Ne sebeple?
-Seninle yürüdük ya.
-Harika.

Rıfkı yerinde kaldı, ben yürümeye devam ettim. Canım kazan dibi çekmişti, kazan dibi için bacağıma çakı sokabilirdim. Rıfkı arkamdan seslendi,
Aslolan ne kağıtlar, ne de üzerindeki kelimeler. Aslolan delirene kadar düşünmek.
-Siktir git Rıfkı.

Comments