Saat dört, her şey yerli yerinde. Akşamlar sabahlardan daha
uzun. Geceler eskisinden daha kara. Sis her tarafta, acı ve umursamamak aynı
cümle içinde. Gazeteler renkli, insanlar kambur, sokaklar deterjan kokuyor.
Bazı hayatlar yaşanmasa da olur diyor hala Rıfkı. Rıfkı ukala bir adam. Çok
konuşuyor, az iş yapıyor. Zaman lastik gibi, şiirler kafiyesiz, lambalar
florasan. Borsada galvanizli dikenli tel satan bir firmanın hisseleri acayip
yükseliyor. Kağıtları fırlatıyorlar, imzaları atıyorlar. Ve kalabalık ve beton
ve o bizim dalıp gitmelerimiz.
Haritalar çıkmaz sokakları göstermiyor. Bazen yürüyor ,
yürüyor ve yürüyorsun... Sonra karşına duvar çıkıyor. Tırmanacak yaşı çoktan
geçtin artık geri dönüyorsun. Çıldırmanın ayıbı yok artık. Ayıp olan başka
şeyler var. Onları dillendirmek bile ayıp.
Yalanlar, biraz farkla üçe ayrılmaya devam ediyor; yalanlar,
kuyruklı yalanlar ve umut.
Comments
Post a Comment
Söyleyeceğin her şey alehine delil olarak kullanılabilir.