Ne fenadır, ne değildir.
İnanamazsın, epey oldu, yolun yarısını geçtim.
Yıprandım, çürüdüm, güçten düştüm.
İnanamazsın buradayım.
Paslı tabelalar, olamayışlar ve alevler içinde kamyon lastikleri gördüm.
Eğik kafalarıyla mahçup selamlaşan kuğular,
Küçük kanatlarıyla çırpınan ve uçamayan balıklar vardı.
Açtım.
Ne fenadır, ne değildir sordular, bilemedim.
Dizel yahut propana bandırdım yanan yerleri,
İçimde iyimserlikten millerce uzak umutlar yetiştirdim.
Korktum, kaçtım ve saklandım
Ne kalabalık, ne de yalnızlık sevdi.
İnanamazsın, epey oldu,
Gergedanlar ve hamam böcekleriyle yaşayalı.
...
Değişim ey kutsal değişim, başla artık.
Comments
Post a Comment
Söyleyeceğin her şey alehine delil olarak kullanılabilir.