18. gün Lecco

Gün: 18
“Siktir git” diye bağırdı adama tükürükler saçarak. O ise çoktan arkasını dönmüş yürümekteydi. Kafasını çevirmeden sadece önüne bakarak, gözünü yoldan ayırmadan.

Bir kuşun kanadından kopan tüy havada yavaş yavaş, dalgalana dalgalana aşağıya doğru iniyordu. Bir orkestra şefi gibi müziğin akışını izah eder gibi havaya, akışa bırakmıştı kendini. Beyazdı. Adam kapşonu kafasına çekmişti, yağmur yoktu hava soğuk değildi sadece dış dünya ile olan bağlantısını minimize etmeye çalışıyordu. Tüy usulca adamın yürüdüğü yolun üzerine kondu. Beyazlığının üzerine güneş vuruyordu parlıyordu tüy, cennetten düşen bir parça gibiydi, kimileri için bir anda, bir yüce kuruma inanma sebebi bile olabilirdi. Neden olmasındı ki zaten, usul usul inmişti kaldırıma.

Adam tüyü gördü yerde, hava güzel ve güneşliydi. Tüyün görüntüsü kafasının içinde bir saniyeliğine yansıdı tüm fevkaladeliği ile. Adam kafasını kaldırdı ve suratını büzüştürdü. Üzerinden geçti tüyün, üstüne bastı tüyün bilerek. Arkasına bakmadan yürümeye devam etti. Tereddütsüzce.

Tüy beyazlığını keybetmiş, kahverengine çalan bir renkteydi artık. Çirkindi artık ve ilgi çekicilikten çok uzaktı.

Adam, siktirip gidiyordu.

Comments