İstanbul günlükleri 1

2 yıldan uzun bir süredir ülke sınırlarından 1500 km uzaktaydım ve en son 6 önce bi uğradım buralara birkaç günlüğüne. Hani artık dünya çok global her yer her yerde internet denen dalga uzağı yakın etti eyvallah da 2 yıl romantik bir italyan kasabasında yaşadıktan sonra ister istemez insan yabancılaşıyor. Bunlar bu iki günde yaşadığım adaptasyon sıkıntılarımın notları:

* Oğlum her taraf kule olmuş, zannedersin New York downtown. Hepsinin de fiyakalı isimleri var, MyClub, CityPlace, StarGate, TowerShit, ResidantalBok... Lecco'da en yüksek bina 5 katlı lan. 4. katta oturuyorduk yükseklik baş döndürüyordu o derece.

* Türkiye'deki hizmet sektörünün hastasıyım. Gece 2 her yer açık. Aç mısınız, bir değil yirmi farklı çeşit aş var. Evet eskiden de böyleydi. Ama aklım çıkıyor şu anda adapte olamıyorum. Midye dolma çok güzel.

* Yükleme, yeni site bulma sıkıntısı olmadan baya kahveye gidip maç izlemek. Ne güzel bir şey. Hatta topluluk içinde rahatlıkla küfretmek mükemmel. Bira falan da içiliyor, hanım taraftarlar da rahatlıkla küfredebiliyor. Aferin onlara. Bu ülkede güzel şeyler de oluyor.

* Anne yanına dönmek çok acayip, ev o kadar temiz ki hiçbir şey yapmamalıyım gibi geliyor. Hiçbir yerde toz yok, buzdolabı hep dolu. Kuru fasülye gördüm, boğazım düğümlendi.

* youtube açılmıyor lan. Önce heralde facebookta milletin paylaştığı şeylerde sıkıntı var dedim değilmiş. Baya kapalı. dns mienes ayarlar yapılıyormuş sonra açılıyormuş. Bazı başka sitelerde açılmıyormuş, ben değil de bir arkadaş dedi, başka vidyo siteleri de açılmıyor dedi.

* İnternet yavaş. Görgüsüzlük yapmak gerekirse eğer bunun 16 katı hızlısını kullanıyorduk. Daha azını ödeyerek.

* Tekele gittim 2 bira aldım, 5 lira uzattım üzerini bekliyorum. Adam da bekliyor bir yandan. Bekleştik birkaç saniye awkward sessizlik yakaladık. "abi iki lira daha vereceksin" dedi. Verdim. 3.5 liraymış yuh dedim içimden.

* Esnafla konuşurum. Yani esnafla konuşmasını bilen bir şahsımdır normalde. Hani bu işin böyle bir sokak jargonu var, arada "usta" dersin, "hayırlı işler" dersin falan. Bi iki konuştum esnafla acayip tökezledim. Yabancılara türkçe öğretilen programlardaki gibi konuştum, bak aynen şu cümleyi söyledim operatör bayiine " O halde teşekkür eder, iyi günler dilerim."

* Dünyanın her yerinde bu marka hastası, gösteriş düşkünü insanlar var o afralar tafralar tamam da. Şu bağdat caddesi tikisi kadar korkuncu yok. Net konuşuyorum.

* Yıllardır efes çok bozdu diyorlar, işte glikozu basıyorlar falan diyorlar. Doğrudur. Ama artık nasıl alışkanlık yaptırdıysa adamlar, uzun zaman sonra o tat mutlu ediyor adamı.

* Ha bu son, kapıcı çöpleri almaya geldi, muhabbet ettik, bana sordu, "burada mı hayat daha güzel, italyada mı" diye, durur muyum yapıştırdım cevabı "hayat her yerde zor be İlhan abi" dedim. Tüylerim ürperiyor hala.


(resim yok, video yok. kuru kuru yazı)
 

Comments

  1. Pek güzel tesbitler. Devamı gelsin... Okumak isteriz.

    ReplyDelete
  2. Teşekkürler gelecek devamı da bu tempoyla gidersem. Eksik olma.

    ReplyDelete
  3. peoplearestrange12/16/11, 12:50 AM

    " O halde teşekkür eder, iyi günler dilerim."
    burası çok iyi ya :)

    ReplyDelete
  4. "ben değil başka bir arkadaş dedi" kısmına takıldım ben de :))
    güzel olmuş, ben de yazacağım dönünce. internetin yavaşlığı konusu hariç üç aşağı beş yukarı aynı olacak gibi :D
    teşekkür eder, devamını dilerim :p

    ReplyDelete
  5. Merakla bekliyorum dönüş yazını. :)

    ReplyDelete
  6. Efesin içine ne koyarlarsa koysun severek içmeye devam ederim.

    ReplyDelete

Post a Comment

Söyleyeceğin her şey alehine delil olarak kullanılabilir.