Fuck the fuck.

  • Bu ızdırabın kaynağı varoluşumuz. Deneme ve yanılma içinde geçen değerli hayatımız akıntıya karşı yüzmekten hallice. Hepimiz iyi insanlarız işin tuhafı, en son kötü biri olduğunu iddia eden biriyle orta okulda tanışmıştım. Sınıf kabadayısı gibi bir şeydi, millete çelme takıp, gömleğini içine sokmuyordu. Sonrası yok, daha da tanımadım kötü olduğunu kabullenmiş biriyle. İyiyiz. Doğal olanı da bu ama iyi olmaya ihtiyacımız var yoksa bu ızdırap boşuna değil. 
  • Yabancıdan sıkıldım. Cevabı budur "neden geri döndün?" sorularının. Her önüme gelen aynı şeyi söylüyor, anlıyorum da onları, neden İtalya'da kalmadın, neden Avrupa'da takılmadın, bok mu vardı döndün vs. Anlıyorum kimse memnun değil bulunduğu yerden. Herkes daha iyisini hakettiğini düşünüyor. Daha çok para kazanmayı, daha iyi bir yerde yaşamayı falan. Ben daha iyisini hakettiğimi düşünmüyorum. Yabancıdan çok sıkıldım aga, yüzeysel konuşmalarımızdan, fuck kelimesi ile güldürmekten insanları bıktım. 
  • Kadıköy'ü her zaman sevdim. Çok net bir sevgi bu, öyle çok edebi bir şekilde anlatmayı da düşünmüyorum. Hayatımda ilk defa ben buraya aitim dediğim yer kadıköy'dü. Bu kadar. Kaybedenler Kulübü kafası değil yani, eğer illa birine yakınlık kuracaksam Kadıköy'le o da Cemal Süreya olur. 
  • Kimin hayatını yaşamak isterdin diye sorsalar bana, Cemal Süreya derim. 
  • Bazen öyle anlar oluyor ki, hiçbir şey tat vermiyor insana. Sebebi de yok anasını satayım. 
  • Küfretmeyi çok seviyorum. Bıyıklarım da yeterince uzun yakıştığını düşünüyorum küfürün. Ağzıma sıçayım.
Ağva sahilde deniz fenerinin üzerine yazmışlar. Bence çok önemli dizeler.

Comments

Post a Comment

Söyleyeceğin her şey alehine delil olarak kullanılabilir.