Evet,
Behzat Ç. koltuğumda oturmuş, asosyalliğimin güzelliklerinden faydalandığım hoş bir pazar gününe ve boş işlerle uğraşmaya yelken açıyorum. Behzat Ç. koltuğu baya iyi. Her an bira içme istiyor insan ama bunu bastırabiliyorum. Ne de olsa artık durgunluk çağındayım. Çok alkol almanın bünyemi kastırdığını bildiğim, ulan belki çay içerek de eğlenebilirim dediğim bir dönemdeyim.
Yükseliş çağı çok iyi evet, düşüş de iyi bir aksiyon var ortada duygular falan net. Ama duraklama çağı çok boktan. Çünkü pek bir şey olmuyor ne giren var ne çıkan. Sen de hafiften hafiften müdahil olma gücünü veya arzusunu kaybetmeye başlayınca duraklama bir bekleme odasından farklı olmuyor.
Bekleme odaları:
1. Hastanede beklediğin, hastane asistanlarının doktorumuz sizi kabul edene kadar istirahat ediniz dediği yer. Konsept başlı başına kötü, herkes dertli çünkü. Ellerinde röntgen çıktıları, raporlar, test sonuçları ve hatta bir kabın içine işemiş ve o kabı teslim etmeyi bekleyen, şifa bekleyen insanlar. Ama amaç belli bekliyorsun. Aslında bir şey yapmıyorsun ama yapıyor da gibisin. İyileşmenin acı dolu bir adımını atıyorsun sanki.
2. Otobüs durakları, havadar sürekli etrafına hakim olman gereken ve kararlar alman gereken bekleme odacığı. Bir yerlere ulaşmaya çalışıyorsun ama olduğun yerde duruyorsun. Araçlar geliyor, bazıları hiç sana göre değil, bazıları olur ama daha iyisi var. O daha iyisi hiç gelir mi, veya onu beklemek ne kadar doğrudur. Tartışınız.
3. Havalanları. Mecburiyetin ve kaderin kesiştiği yegane yer. Sana ne denirse onu yapabildiğin önceden yaptığın bir seçimin meyvelerini topladığın yer. O uçağa bineceksin çünkü az para vermedin, ve başka da şansın yok esasında. Sana ne denirse onu yapacaksın. Uçağın içinde 3 saat bekle derlerse bekleyeceksin. Başka bir uçağa veya hava yoluna yönlendirirlerse gideceksin. Çoğunlukla bekleyecek ve umut edeceksin.
4. Cafeler, Barlar, Pavyonlar vs. sıklıkla beklenilen yerler. Ya eşini dostunu, ya yalnızlığını giderme ihtimalini, ya da en basitinden verdiğin siparişi sürekli beklediğin yer. Beklediklerin ve istediklerinin uyuşmadığını görünce de beklemenin anlamsızlığı ile baş başa kaldığın yerler.
tamam mı.
Bir bekleme odasının namusu saattir.
Behzat Ç. koltuğumda oturmuş, asosyalliğimin güzelliklerinden faydalandığım hoş bir pazar gününe ve boş işlerle uğraşmaya yelken açıyorum. Behzat Ç. koltuğu baya iyi. Her an bira içme istiyor insan ama bunu bastırabiliyorum. Ne de olsa artık durgunluk çağındayım. Çok alkol almanın bünyemi kastırdığını bildiğim, ulan belki çay içerek de eğlenebilirim dediğim bir dönemdeyim.
Yükseliş çağı çok iyi evet, düşüş de iyi bir aksiyon var ortada duygular falan net. Ama duraklama çağı çok boktan. Çünkü pek bir şey olmuyor ne giren var ne çıkan. Sen de hafiften hafiften müdahil olma gücünü veya arzusunu kaybetmeye başlayınca duraklama bir bekleme odasından farklı olmuyor.
Bekleme odaları:
1. Hastanede beklediğin, hastane asistanlarının doktorumuz sizi kabul edene kadar istirahat ediniz dediği yer. Konsept başlı başına kötü, herkes dertli çünkü. Ellerinde röntgen çıktıları, raporlar, test sonuçları ve hatta bir kabın içine işemiş ve o kabı teslim etmeyi bekleyen, şifa bekleyen insanlar. Ama amaç belli bekliyorsun. Aslında bir şey yapmıyorsun ama yapıyor da gibisin. İyileşmenin acı dolu bir adımını atıyorsun sanki.
2. Otobüs durakları, havadar sürekli etrafına hakim olman gereken ve kararlar alman gereken bekleme odacığı. Bir yerlere ulaşmaya çalışıyorsun ama olduğun yerde duruyorsun. Araçlar geliyor, bazıları hiç sana göre değil, bazıları olur ama daha iyisi var. O daha iyisi hiç gelir mi, veya onu beklemek ne kadar doğrudur. Tartışınız.
3. Havalanları. Mecburiyetin ve kaderin kesiştiği yegane yer. Sana ne denirse onu yapabildiğin önceden yaptığın bir seçimin meyvelerini topladığın yer. O uçağa bineceksin çünkü az para vermedin, ve başka da şansın yok esasında. Sana ne denirse onu yapacaksın. Uçağın içinde 3 saat bekle derlerse bekleyeceksin. Başka bir uçağa veya hava yoluna yönlendirirlerse gideceksin. Çoğunlukla bekleyecek ve umut edeceksin.
4. Cafeler, Barlar, Pavyonlar vs. sıklıkla beklenilen yerler. Ya eşini dostunu, ya yalnızlığını giderme ihtimalini, ya da en basitinden verdiğin siparişi sürekli beklediğin yer. Beklediklerin ve istediklerinin uyuşmadığını görünce de beklemenin anlamsızlığı ile baş başa kaldığın yerler.
tamam mı.
Comments
Post a Comment
Söyleyeceğin her şey alehine delil olarak kullanılabilir.