10.994m

İklim gün geçtikçe daha çok turuncuya çalışıyordu. Terliyor, klimayı daha çok açıyor ve dondurma ile sevişen mankenleri izliyorduk. Sağımız solumuz egzoz dumanıydı, kaçmayı hayal ediyor, sonra gerçeğin metalimsi soğukluğu tokat atıyordu suratımıza suratımıza. Şiirler, özlü sözlerde aramaya çalışıyorduk hayata dair sırları... Buluyor gibi oluyorduk hep ama birazı eksik kalıyordu, o yüzden daha çok arıyorduk daha çok buluyot gibi oluyorduk. Soğuk bir birayı lıkır lıkır indirirken boğazımızdan aşağıya nefes aldığımıza şükrediyorduk aralıklarla. Her şey hızlıca başa dönüyordu, el ele tutuşan çiftleri izleyip imreniyorduk. Muhakkak çok aşıklardır birbirlerine diye düşünüyorduk. Şarkılara anlam biçiyor, kendimizi kimsenin aklına dahi gelmeyecek dehlizlerin içine sokuyorduk. Sonra bir anda mutsuz oluyorduk, yalnızlığımız boğuyordu çünkü bizi. Mariana çukurunda gibi hissediyorduk, karanlıktı, derindi ve soğuktu orası kalbimiz gibi. Nasıl geri canlanacaktı, tutukluk yapmayız mıydı, bir anda çalışması gerekirse overload olup çatlayabilirdi. Bu ihtimalleri çok düşünmüyorduk, olursa o zaman bir çözümünü bulacaktık, tahsilli ve çirkin çocuklardık nihayetinde.


İlkim turuncuya çalıyordu, burnum akıyor peçeteye sümkürüyordum aralıklarla. Daha çabuk sinirleniyordum. Trafikte durduk yere mevzu çıkarmak dayak yemek istiyordum. Gaz pedalını döşemeye yapıştırıyor, kendime ölmekten korkmadığımın ispatını yapmak istiyordum. Yapmacaık kahkahalar atıyor, duygularımı insanlardan saklıyordum. Utanıyordum. Çaresiz olmaktan çok utanıyordum, güçlü olmamak gücüme gidiyordu. Zarar vermek istiyordum kendime... Veriyordum da.

İlkim turuncuydu, yaşlanıyordum, ama eskisi gibi yaşlanmıyordum, daha başka yaşlanıyordum. Çürüyordum. İstediğim hayatı yaşamıyordum ve yaşayabileceğime de inanmıyordum. O halde çok da bir anlamı yoktu olan bitenin. Sinirlerimi yerlerinden çıkarıp germek istiyordum. Birer birer koparmak istiyorum. Kendime kızmak ve günün birinde delirmek istiyordum. Gelecekle ilgili planım buydu, emekli olup göbeğimi sıvazlamak değil.

İlkim değildi sıkıntım. Avcumun içindeki çizgilerdi, tırnaklarımın ucuda kopardığım etlerdi, alnımdaki boncuk boncuk terlerdi, sesimin rengiydi...


Comments