Echo Other

Önce liflerim, oradan kaslarım en sonunda da sırtım ağrıyordu, zırhtan bir yelek giymiş gibi katıydı. Elimde bir kroki, eski günlerdeki gibi yol bulmaya çalışıyordum. İnat ediyor ve telefonumun navigasyonunu açmıyordum. Hatalı sokaklara girdiğimiz, yolumuzdan saptığımız, telaş ettiğimiz, geç kaldığımız günlerdeki gibi.
Neden her şey bu kadar kolay ve hızlı oluyordu? Biraz daha bekleyemez miydik, hiç mi zamanımız yoktu. Hızlı yemezsek önümüzden alınacak tabaklar gibi, tüketiyor, tüketiyorduk.
Kimsenin sabrı yoktu, kimsenin giriş ve gelişmeye tahammülü yoktu.
Oysa bir hikayenin en sıkıcı kısmıdır sonuç.
Bir hikayenin en yapay yeridir.
Her şeye rağmen altını çizeceğimiz cümleyi bulmak için bakınıyorduk.
Fosforlu kalemlerimizi bir silahşör gibi çekmiştik...
Her yere gidiyor, her yerden dönebiliyorduk.
Yeniye ve iyiye dair, kişisel argümanlarımızı, toplumsal klişelere devretmiştik.

Sırtım ağrıyordu. yüklü bulutları taşıyordum omzumda.

Tüm anılarım dijitalleşmişti. Gurur duyduğum orta parmak nasırım da yoktu. Kalbi kırık kamyoncular sol şeritte yokuş çıkıyorlardı.

Sözün özü;
Sadece yalnızların kulunçları vardır.





Comments